Ruh saðlýðý, birçok çalýþmada olumlu ve olumsuz duygularla baþa çýkmak için gerekli uyumu saðlayan önemli bir faktör olarak kabul edilmektedir. Pandemiler ise bireylerin saðlýðýný her yönden tehdit eden durumlar olarak karþýmýza çýkmaktadýr. Kitlesel bir afet olan COVID-19 bulaþtýrýcýlýk düzeyinin çok yüksek olmasý, hemen hemen tüm ülkelere yayýlmýþ olmasý ve sosyoekonomik yaþamý fazlaca etkilemiþ olmasý gibi sebeplerden ötürü, ülkelerin saðlýk sistemine hem ekonomik hem de insan gücü anlamýnda ciddi bir yük getirmiþtir. Yapýlan çalýþmalarda karantina uygulamasý sonrasý bireylerde depresyon, sinirlilik, uykusuzluk, travma sonrasý stres bozukluðu ve duygusal tükenme gibi olumsuz psikolojik etkiler bildirilmiþtir. Pandemi sürecinde saðlýk kuruluþlarýna ulaþamayan ya da baþvurmaktan kaçýnan hastalara uzaktan görüntülü konuþma ya da telefon aracýlýðýyla saðlýk hizmeti sunumuna devam edilmiþtir. Öte yandan geniþ çaplý COVID-19 taramasý yapýlmasý, test merkezleri ve taný alan bireylerle iletiþimin saðlanmasý ve hasta olan kiþilerin takibini saðlamak için, web tabanlý programlar, videolu görüþme sistemleri ve akýllý telefon uygulamalarý gibi tele-saðlýk uygulamalarý kullanýlmaya baþlanmýþtýr. Tele saðlýk hizmetleri dünyada bir çok ülkede olduðu gibi bizim ülkemizde de hastalara ulaþmada en etkili çözüm yollarýndan biri olarak görülmüþtür. Ayrýca bir çok ülkede uygulanan dijital terapi programlarý sayesinde bireylerin ruh saðlýðýnýn korunmasý ve geliþtirilmesi saðlanmýþtýr. Ayrýca dijital terapi programlarý ile bir çok bireyde saðlýklý beslenme, fiziksel egzersiz, uyku gibi konularda yaþam tarzý müdahalesinde bulunulmuþ ve oldukça olumlu sonuçlar alýnmýþtýr.
Anahtar Kelimeler: COVID-19, ruh saðlýðý, inovasyon
|
